Ahmet Erhan Rapsodisi

mavi treni bir başına arşınlayan adam
portakalın kokusu Mersin Garı’nda

Cunda’da bir yaz masası Ahmet Erhan
zeytindeki kekik, kerat cetveli devrimin

kavimsiz peygamber, kreponsuz çocuk bayramı
sarhoş martısı Deniz’in, nane likörlü votka

Cihangir’de yalnız iki şairdik Ahmet Erhan
kitaplığın önünde kadeh kaldırmıştık Aysan’a

Silivri’de kağıttan bir kaplan, Türkçe derslerinin
devrik kralı, sigarayla yanmış bir palto, bir halı

bir kardır aslında, dizelere yağar Ahmet Erhan
biraz Ankara ayazıdır, biraz çiçekli erik dalı

hala ölmüş eski arkadaşlarla görüşür
kimse geri gelmez ama sararmış bir harpten

biliyorsun ah Erhan
en çok zengin kafiye yoksuldur harften

bahar 2005, Kozyatağı